30'lu Yaşlara Övgü

E.Hilal Ceylan
Türkçe Yayın
Published in
4 min readNov 16, 2022

--

Her yaşın bir güzelliği olduğuna dair fikir birliğimiz baki olarak içine dahil olduğum 30lar kulübünden size bahsetmek istiyorum. (31 yaş ile merhaba)

Bir sabah uyandım ve hayatım değişti diyerek konuya girmeyi çok isterdim ama sizin de bildiği üzere böyle büyük değişimler göz açıp kapamak kadar kısa bir sürede gerçekleşmiyor. 30ların temellerinin 20lerde yapılanlarla atıldığını şahsi kanaatimle rahatça söyleyebilirim. Buradan tabi ki klasik bir kişisel gelişim metnine geçiş yapacağım sanılmasın. 20lerinde kendine kattıklarının ekmeğini 30larda yiyorsun gibi gerçek olması muhtemel klişelerden bahsetmeyeceğim.

20lerinde çocuğu olan ebeveynlerin belki de görmek istemeyeceği cümlelerim tam olarak şimdi başlıyor. Dolu dolu, çılgınca, bol hatalarla, düşe kalka geçen yirmili yaşlardan sonra 30lara sağ salim, aklı selim şekilde ve huzurla gelmenin, tecrübelerin sindirilmişliğinden kaynaklı mutluluğundan bahsetmek isterim.

Dönem dönem günlük tutma adetim olmuştur. Yakın zamanda karşılaştığım bir günlük sayfasında şöyle diyorum: Az önce hesapladım. 2022 yılında 31 yaşımda olacağım. Nerede, nasıl olacağımı çok merak ediyorum. O günler bir an önce gelse keşke… Bunları yazarken yaklaşık 9–10 yaşındaymışım. Oldum olası geleceğimi çok merak eden biri olarak bu yazdıklarımı çok da garipsediğimi söyleyemem.

Ergenlik denilen cehennemin iyiden iyiye üstümden sıyrılıp gitmesiyle tamam artık kendi ayakları üzerinde duran bir birey oldum demem yakın zamanlara tekabül ediyor. Nasıl büyük bir genç insan yanılgısı… Şimdi o kızı görsem kendi ayaklarının üzerinde durmayı sadece ailenden ayrı yaşamak olarak mı görüyorsun tatlı kız diye basarım kahkahayı. İnsaflı bir ebeveyn olmayacağım gibi görünüyor böyle konuşunca…

Yirmilere bakacak olduğumda gelecek kaygısının yüksek perdeden hissedildiği yıllar olduğunu söyleyebilirim. Gelecek kaygısı dediğim en azından benim için koskocaman belirsizliklerle dolu yıllardı. Sevdiğim bir işi yapmak isterken bu işin ne olacağına dair en ufak fikrim yoktu mesela. Okuduğum bölüm ancak keyfi bir tatmin sağlarken, iş yaşamına atılmamda nasıl bir yol izleyeceğime dair aklımın içi kocaman bir boşluktu.

Mevzu sadece iş güç de değildi elbet. O yıllarda her şeyi (gerekli veya gereksiz) büyük bir tutkuyla, canımı dişime takarak yaptığımı söyleyebilirim. Yine kast ettiğim kariyer yolculuğu ve kendi gelişimim üzerine çalışmak vb. konular değil. Örneğin arkadaşlık ilişkilerimde kendimi yoracak kadar fazla arkadaşlarım için koştuğumu, sinemaya olan sevgim sebebiyle uykusuz kalacak kadar çok film izlediğimi, festivaller peşinde koştuğumu, yazmayı sevdiğim için her gün en az bir yazı yazdığımı, ailemi çok özlediğim için her ay 10 saat yolu iki gün için gidip geldiğimelerimi hatırlıyorum. Gönül mevzularına geldiğimdeyse dilime doladığım bir “aşk” kelimesi için hem bedenimi hem ruhumu çok yorduğum, üzüntüden yataklara düştüğüm oldu. Yeme içme denildiğinde günlerce alkol almak, ucu bucağı olmayan fast food tüketimleri... Bitmeyen bir enerji ile gündüz ayrı gece ayrı eğlence hayatında akıp gittiğime şu an bakınca inanamıyorum. Üçer saatlik uykular ile sanki bir güne iki gün sığdırmış gibi yaşayıp bu sürede de sadece avarelik yaptığım, eğlendiğimi söyleyebilirim. Aniden yapılan değişimler, hızla verilen ve uygulanan kararlar… Hiçbir yere tam aidiyet ve bağ hissetmeden, sebep ve sonuç ilişkisini çok da düşünmeden attığım adımlar…

20li yaşlara baktığımda elbet ki bir takım pişmanlıklarım olduğunu şu an ki aklımla söyleyebilirim. Fakat -burası çokomelli- tekrar belirtmem gerekir ki şu an ki aklımla… Eğer yirmilerimde tüm bu saydıklarımı yapmasam sanıyorum 30larımda şu anki ben olmam mümkün değildi.

30lara olan güzel hislerimi bir yazıya dökmeye birkaç ay kadar önce yaşadığım bir sohbetten sonra karar verdim. 24 yılı yan yana devirdiğim bir arkadaşımla eski günlerdeki gibi gecenin geç saatlerinde eğlenmek ve dans etmek istedik. İçimizde esen yaşlanma korkusunu saatlerce dans etmenin haklı gururuyla bastırdıktan sonra daha 20lerinin başında bir arkadaş grubuyla bir sohbet içerisinde bulduk kendimizi. İkimizin de yaşını gerçekten uzak şekilde genç tahmin etmeleriyle başlayan sohbet, onların kaygıları, yaşadıkları ve hayata dair anlattıklarıyla devam etti. O an ikimiz de birbirimizin gözüne bakıp bunların nasıl da gelip geçici zamanlar olduğunu ve 30ların harika olduğunu söylerken bulduk kendimizi. Olduğumuz yaştan bu denli memnuniyet duyduğumuzu o ana kadar hiç düşünmemiştim.

30ların başından bildiriyorum, buralar çok güzel! Neden mi?

  • 30 yaşla birlikte ben merkezli yönetime hoş geldim. Kararlarımı merkeze kendimi koyarak aldığım zaman aile, arkadaş, iş, özel hayat tüm alanlarda gerçek bir mutluluğu yakaladım.
  • İş, kariyer gelip geçer. Yollar engebeli düşmek ve kalkmak insanlar için. Bunu kabulümle birlikte nasıl bir rahatlama yaşadığımı tarif edemem.
  • Aldığım kararlarda yine özgür yine coşkulu ama bu defa risk yönetimini başarmak aldığım kararların pişmanlığını oldukça düşürdü. Pek tabi pişmanlığın azalması da kalıcı bir huzur getirdi içime.
  • Eskiden vücudumda olan hiçbir şeyi umursamayan ben, sağlık deyince orada durmayı öğrendim. Bünye bir sinyal veriyorsa gecikmeden bir bilene danışmalı ve gereken yapılmalı. Sağlığından emin bir şekilde yaşamak, vücudunda neler olduğunu bilmeden günleri devirmekten çok daha güzel.
  • Birini gerçekten sevmek, acı çekmek ile eş zamanlı ilerlemesi gereken bir konu değilmiş. Sevgi herkesin söylediğinin aksine karşılıklı bir şeymiş ve en güzeli de böylesiymiş. Verdiğin sevginin karşılığını görmek, bir ilişkide karşındakine acaba demeden yer alabilmek ve güven duygusu huzurun ta kendisi.
  • Her zaman aile düşkünü biri olsam da ailenin her şey olduğunu bir daha dolu dizgin hissediyorum bu yıllarda. Aile her şey. Bugüne kadar koşulsuzca benimle uğraştıkları yıllara inat şimdilerde ben onların üzerine titriyorum.
  • Geçmişimle barışmayı öğrendim bir de. 30 ile başlayan yıllarda artık geçmişimin karanlık bulduğum kısımlarını bir zafiyet olarak görmekten vazgeçtim. Konuşmak, anlatmak, barışmak insanın kalbinden koca bir taşı kaldırıyor.

Her geçen yıl beni bambaşka biri yapmaya devam edecek, biliyorum. 40'lı, 50'li yaşları sevmeyi beklerken bu uzun maceranın bana neler getireceğini merakla bekliyorum.

--

--